Sümüksü akıntı, kadınların sıklıkla şikâyet ettiği ve genellikle üreme dönemlerinde karşılaştıkları bir durumdur. Bu tür akıntılar, vajinadan gelen salgılar olarak bilinir ve rengi, yoğunluğu, miktarı çeşitli nedenlere bağlı olarak değişebilir. Akıntılar, bazı durumlarda ciddiye alınarak incelenmesi gereken sağlık sorunlarına işaret edebilirken, bazı durumlarda ise vücudun sağlıklı olduğunu gösterir. Düzenli olarak vajinal salgıların izlenmesi, akıntının normal olup olmadığı hakkında fikir verebilir.

Sümüksü vajinal salgılar, kadın üreme organlarının normal faaliyetinin bir yansıması ve yumurtalık fonksiyonu ile ilgili döngüdeki değişikliklerin bir göstergesidir. Akıntılar genelde fizyolojik akıntılar ve patolojik akıntılar olarak iki ana başlık altında incelenir. Fizyolojik akıntılar, sağlıklı bir kadında görülmesi gereken akıntılardır. Patolojik akıntılar ise sonradan ortaya çıkan akıntı gruplarını kapsar.

Rahim boşluğundaki bezler, yumurtlama sırasında, cinsel aktivite esnasında ve adet döngüsünde daha fazla mukus üretir. Bu tür akıntıların asıl kaynağı genellikle rahimdir. Rahim bölgesinde meydana gelen kasılmalar, bu sıvının vücut tarafından salgılanmasına neden olur. Mukusun büyük bir bölümü vulva bölgesindeki bezlerden salınır. Vajinada ise salgı bezleri yoktur, ancak cinsel uyarılma anlarında nem sağlama amacıyla birçok gözenek bulunur. Rahim bezlerinin bu sıvıyı salgılaması sayesinde rahimdeki çatlaklardan geçerek vajinadan kolayca dışarı atılır.

Ayrıca bu sümüksü akıntı, vajina yolundaki ve rahim duvarındaki ölü dokuların, enfeksiyonların dışarı atılmasında önemli bir rol oynar. Sağlıklı bir vücutta bu akıntı beyaz ya da hafif saydam renkte ve sümüksü yapıdadır, kokusuzdur ve vücuda herhangi bir zararı yoktur. Sümüksü akıntı her renkte görülebilir ve kadınların hayatları boyunca sabit olmayan östrojen düzeyleri nedeniyle vajinal akıntı miktarında artış gözlenmesi de normaldir. Ancak sürekli artış göstermesi tıbbi bir sorunun göstergesi olabilir.

Enfeksiyon ve bakteriyel hastalıklar gibi belirli nedenlerden dolayı da vajinal salgılarda artış gözlenebilir. Patolojik sınıftaki akıntılar vajina enfeksiyonundan veya rahim ağzı enfeksiyonundan kaynaklanabilir. Patolojik akıntılar bakteri kökenli ve mantar kökenli olmak üzere iki farklı gruba ayrılır. Bu iki farklı kökendeki akıntıların enfeksiyon tedavisinde krem ve fitil şeklindeki ilaçlar kullanılır. Vajina enfeksiyonuna vajinit, rahim ağzı enfeksiyonuna ise cervicit denir.

Bakteriyel olarak vajinada sümüksü akıntının oluşması adet dönemi esnasında daha çok belirginlik gösterir. Vücuttaki enfeksiyonların kanla birleşmesi sümüksü akıntıları meydana getirir. Ayrıca korunmasız cinsel ilişki sonrasında bol miktarda şeffaf, beyazımsı akıntı görülebilir, bu normal akıntının bir parçasını oluşturur. Fizyolojik akıntılar ergenlik dönemiyle başlayan, menopoz dönemine kadar devam eden ve aynı zamanda cinsel birleşmeyi kolaylaştıran kaygan yapıda bir sıvıdır. Vajinal salgılar hormonlar tarafından düzenlenir; örneğin doğum kontrol hapı kullanılıyorsa vücudun hormonal düzeninde değişiklik meydana gelir ve vajinal akıntı miktarında azalma olur. Aynı etki, emzirme dönemindeki kadınlar için de geçerlidir. Gebelik döneminde görülen sümüksü akıntılar ise kadınlarda bazen büyük korkulara neden olur.

Gebelik süresi boyunca sümüksü akıntı genellikle artış gösterir. Bu sümüksü akıntıların en büyük nedeni, rahmin hamilelik boyunca sürekli büyüyerek çatlamalar oluşturmasıdır. Metabolizma sistemi bu çatlamalara önlem olarak tedavi niteliğinde akıntılar oluşturur. Hamilelikte sümüksü akıntı, kahverengi veya kırmızı renkte görülebilir. Hamilelikte görülen sümüksü akıntıların renginin kahverengi olması daha olağan karşılanır. Hamilelikte sümüksü akıntı çoğu zaman normal bir durum olarak kabul edilir. Ancak bazen bu tür durumlardan ziyade, sümüksü akıntı içinde kırmızı rengi daha baskın görülüyorsa doktor muayenesine ihtiyaç olabilir. Bu durum, bir şeylerin ters gittiğine işaret eder.