{ "title": "Göz Akıntısı", "image": "https://www.akinti.gen.tr/images/goz-akintisi.jpg", "date": "20.01.2024 08:23:12", "author": "Harun DEMİR", "article": [ { "article": "Göz akıntısı günlük hayatta çok sık karşılaşabileceğimiz fiziksel rahatsızlıklar arasında yer alır. Özellikle de rüzgârla birlikte gelen toz ve zerre gibi maddeler ciddi derecede rahatsız edici olabilmektedir. Çünkü bu tozlar beraberinde birtakım virüs ve bakterileri de getirmektedir. Bu da göz akıntısı konusunda en büyük tetikleyicilerden birisi olmaktadır. Ancak göz akıntısı rahatsızlığı belirtilerine göre farklı başlıklar altında incelenmektedir.

Toz Nedeniyle Oluşan Göz Akıntısı

Yaşadığımız ortamlar her ne kadar temiz görünse de gözle görünmeyen mikroskobik zerreler nedeniyle çoğu zaman büyük sıkıntılar yaşanabilmektedir. Bunların başında da göz hastalıkları gelmektedir. Çünkü göz organı insan vücudundaki en hassas kısımlardan birisidir. Her ne kadar refleksif özellikleri sayesinde göz kapağı gözü korusa da sert rüzgâr ve ani olaylar nedeniyle göze zararlı yabancı maddelerin gelme ihtimali yüksektir. Bu gibi durumlar karşısında göz bir savunma mekanizması olarak göz yaşı bezlerini kullanır ve bu zararlı maddeleri vücuttan dışarı atmaya çalışır. Bu işlem normal koşullarda bir saat kadar sürmektedir. Bu süre sonunda herhangi bir etkisi kalmamaktadır. Ancak gelen zerre ile bir mikrobik olay gerçekleşmişse, göz sürekli olarak sulanmaya başlar ve kişiyi rahatsız edecek düzeyde bir göz akıntısı oluşur. Bu göz akıntısı, gözün kendi kendini tedavi edememesinden kaynaklanmaktadır. Bu gibi durumlarda derhal geç kalınmadan bir doktora başvurmak gerekir. Çünkü bir ihmal durumunda göz ilerleyen süreçte işlevini yitirebilmektedir.

Alerjik Faktörler Nedeniyle Oluşan Göz Akıntısı

Göz akıntısının bir diğer nedeni olarak da alerjik faktörler olarak gösterilmektedir. İnsan biyolojisinin dünya üzerindeki insan sayısı doğrultusunda farklılıklar gösterdiği düşünüldüğünde, her insan için farklı etmenler ortaya çıkması demektir. Yapılan çalışmalarla elde edilen sonuçlar doğrultusunda insan yaşamını etkileyen her nesne ya da varlık bir alerjik faktör olarak görülebilmektedir. Bu doğrultuda da göz akıntısı için alerjik bir tanı koyabilmek için herkese özel test yapılması gerekmektedir.

Göz akıntısı konusunda en bilinen alerjik reaksiyon bahar aylarında polenlerin neden olduğu akıntıdır. Bu akıntıların süreleri kişiden kişiye değişkenlik gösterse de büyük ölçüde aynı etkiyi ortaya koymaktadır. Bu durumla karşılaşıldığında genellikle polenlerin yoğun olduğu ortamlardan uzak durmak sorunu da büyük ölçüde ortadan kaldırmaktadır. Ancak her zaman bu şekilde kurtulmak da mümkün olmayabilir. Bazı bağışıklık sistemleri bu durum karşısında etkisiz kalarak kişiye çok daha zor durumlar yaşatabilmektedir. Basit bir göz akıntısı zaman içerisinde gözde ağrı ve yanmaya ve daha ileriki aşamada görme bozukluğu ve görme kaybına neden olabilmektedir. Eğer yaşanılan göz akıntısının alerjik bir reaksiyondan kaynaklandığı biliniyorsa ya da düşünülüyorsa hemen bir doktora başvurulmalıdır.

Güneş Nedeniyle Oluşan Göz Akıntısı

Güneş, dünya için olduğu kadar, insan vücudu için de son derece önemli bir kaynaktır. İnsan, güneş sayesinde vücudunun ihtiyacı olan D vitamini rahatça temin edebilmektedir. Ancak bazı durumlarda da güneş, insanlarda meydana gelen rahatsızlıkların nedeni olabilmektedir. Özellikle de gözlerş hassas olan kişiler için gündüzler ve güneşli havalar bir çile haline gelebilmektedir. Güneşten yansıyan ışınlar her ne kadar atmosferden süzülerek dünyaya gelse de sahip olduğu parlaklık hassas bir yapıya sahip olan gözü olumsuz yönde etkilemektedir. Özellikle de karanlık bir ortamdan ya da los bir ortamdan aniden güneşli bir ortama geçildiğinde göz kendini korumak için bazı tepkiler verebilmektedir. Göz akıntısı da bu tepkiler sonucu ortaya çıkan bir durum olarak gösterilebilir. Ancak bazı kişilerde bu rahatsızlık sürekli olarak görülebilmektedir.

Genel olarak bakıldığında, göz akıntısı bu üç ana başlıkla daha çok karşımıza çıkmaktadır. Ancak bazı göz akıntılarının nedenleri bunlardan bağımsız olarak ortaya çıkabilmektedir. Bu gibi durumda tek yapılması gereken hiç beklemeden bir doktora başvurmaktır.
" } ] }